ÇOCUKLARDA SPOR YARALANMALARI

 

ÇOCUKLARDA DİZ YARALANMALARI:

      Pediatrik yaş grubunda gözlenen diz yaralanmaları sıklıkla osteokondritis dissekans, diskoid menisküs, eminensia tibialis kırıkları, kısmi veya total ön çapraz bağ yırtıkları, travmatik patella çıkıkları ve MPFL yaralanmaları olarak sayılabilir. Pediatrik yaş grubunda uygulanan artroskopilerin en büyük kısmı, diz içi patolojilere yönelik yapılmaktadır.

       

          Osteokondritis dissekans, en sık medial kondilin posterolateral kesiminde görülmekle birlikte, nadiren lateral kondilde de görülebildiği bildirilmektedir. Lezyonlar stabil ve anstabil olarak sınıflandırılırken, stabil ve yük taşımayan yerleşimli lezyonlar için konservatif tedavi önerilmektedir. Anstabil lezyonlarda ise cerrahi tedavi söz konusudur. Lezyon stabilitesinin değerlendirilmesinde altın standart eklem artroskopisi ve MR dır.

Tedavide birçok yöntem kullanılmaktadır. Ayrılmamış lezyonlarda delinme, serbest cisimlerin tespiti veya debridmanı, osteokondral transfer yöntemleri ile sağlıklı eklem ve subkondral kemik elde edilmeye çalışılır. Evre I lezyonlar konservatif olarak tedavi edilirken, evre II lezyonların tedavisinde ise drilleme ile ek olarak biyo-çözünür vidalar ile tespit önerilmektedir. Evre III lezyonlar benzer şekilde drilleme ve biyo-çözünür vida ile tedavi önerilirken, evre 4 lezyonlarda ise tedavinin interfragmanter kompresyon sağlayacak cihazlarla yapılması önerilmektedir. Çok büyük boyuta sahip lezyonlarda debridman, mozaikplasti ve otolog kondrosit trasplantasyonu ile pediatrik yaş grubunda da başarılı sonuçlar bildirilmiştir.

 

          Diskoid lateral menisküs, lateral menisküsün normalden daha geniş ve kalın olması, tibial platoyu daha fazla örtmesine yol açan anatomik varyasyon olarak tanımlanmaktadır. Belirti vermeyen diskoid menisküsler, genel olarak tedavi gerektirmezler. Dizde takılma veya atlama hissine neden olan anstabil diskoid menisküsler ise cerrahi olarak tedavi edilirler. Diskoid zeminde gelişen yırtıklar ise erişkin menisküs yırtıkları prensipleri ile tedavi edilmelidir. Tedavide 6-8 mm. genişliğinde sağlam ve stabil menisküs elde edilene kadar soserizasyon ve vasküler zondaki yırtıkların tamiri amaçlanmaktadır.

Pediatrik yaş grubunda travmatik menisküs yırtıkları, erişkin yaş grubuna göre ve bu yaş grubundaki diğer travmatik eklem içi yaralanmalara göre daha az görülmektedir. Yırtıkların büyük kısmı, ligamentöz yaralanma nedeniyle artroskopik girişim uygulanan hastalarda fark edilmektedir.

 

        Eminensia Tibialis kırıkları, pediatrik yaş grubunda en sık artroskopik tedavi uygulama nedenlerinden birini teşkil etmektedir. Tespit için iki yöntem kullanım görmektedir. Bunların birincisi kırığın direkt kemik üzerinden vida veya diğer tespit materyalleri (emilebilir pin veya vida gibi) kullanılarak tespiti, bir diğeri ise ön çapraz bağ dokusunu kullanarak, sütür veya sütür-çapa sistemleri ile kemiğin olması gerektiği yerine yerleştirilmesi şeklinde uygulanmaktadır.

Son zamanlarda bildirilen serilerde, vida kullanılmadan, büyüme kıkırdağının delinmediği, sütür-çapa sistemlerinin kullanıldığı teknikler ile başarılı sonuçlar alındığı bildirilmiştir. Bu yöntem, implant çıkarılmasını gerektirmemesi, büyüme kıkırdağını etkilememesi ve tespit esnasında eminensianın daha da parçalanmasının önlenmesi açısından avantajlara sahiptir.

 

       Pediatrik ön çapraz bağ yaralanmaları. Pediatrik spor yaralanmalarının en tartışmalı konusu şüphesiz pediatrik ön çapraz bağ yaralanmalarının tedavisi, zamanlaması, greft tipi ve tespit türüdür. Bir taraftan çocuğun büyümesi, büyüme kıkırdaklarının kapanması ve rehabilitasyona daha uyumlu bir hal alması, diğer tarafta da çocuğun ileri derecede aktif olması, dizini travmadan koruyamayacak olması, dolayısıyla kıkırdak ve menisküslerin zamanla daha fazla hasara uğrayacak olması sorun oluşturabilecektir.

 

ÇOCUKLARDA AYAK BİLEĞİ YARALANMALARI:

    Pediatrik yaş grubunda gözlenen ayak bileği yaralanmaları, basit burkulmalardan, talusta osteokondritis dissekans, serbest cisim, artrofibrozis ve eklem içi epifiz kırıkları gibi ciddi yaralanmalara kadar değişiklik gösterebilmektedir.  Eklemin küçük olması nedeniyle nörovasküler yapılara bası olabilmekte ve basit yaralanmalarda dahi dolaşım bozukluğu görülebilmektedir.

          Talusta osteokondritis dissekans, en sık cerrahi tedavi gerektiren ayak bileği problemidir. Klinik belirti ve bulguları arasında şişme, ağrı, eklem hareket açıklığında azalma, kilitlenme ve yük verememe yer almaktadır.  Stabil, yer değiştirme ihtimali olmayan vakaların hemen tamamı konservatif olarak tedavi edilirken, ağrılı, konservatif tedaviye dirençli vakalarda ise artroskopik drilleme önerilmektedir. Ancak konservatif tedavi sonuçlarının cerrahi uygulanan vakalara göre daha kötü sonuçlandığı bildirilmiştir. Ayak bileği artroskopisi, pediatrik yaş grubunda sık uygulanmayan artroskopik tedavi gruplarından biridir.

          Pediatrik ayakbileği kırıklarında artroskopi yardımlı tespit ile başarılı sonuçlar bildirilmektedir Ancak bu kırıkların tedavisindeki temel sorun kırıkların rutin radyografiyle gözden kaçabilmesidir. Şüphelenilen vakalarda bilgisayarlı tomografi istenilmelidir.

ÇOCUKLARDA KALÇA YARALANMALARI:

         Oldukça nadir olsa da çocuk sporcularda femoroasetabuler sıkışma ve labrum yırtıkları görülebilmektedir. Tedavi edilmezlerse ileri yaşlarda fonksiyon ve iş gücü kaybına yol açabileceği için  bu konular üzerindeki ilgi gittikçe artmaktadır.

          Kalça artroskopisi, erişkinlerde labrum yırtıkları, serbest cisim eksizyonu, osteoartrit, osteonekroz, kondral yaralanma ve enflamatuvar hastalıklarda endike iken, çocukluk yaş grubunda labrum yırtıkları, septik artrit, Legg-Calve-Perthes hastalığı ve femur başı epifiz kayması gibi hastalıklarda kullanım alanı bulmaktadır. Sporcu adölesanlarda tanısal amaçlı olarak da kalça artroskopisi kullanılabilmektedir .

         İzole labrum yırtıkları, pediatrik yaş grubunda kalça ağrısı nedenlerinden biridir. Bu yırtıkların büyük kısmı ön tarafta yer almaktadır. Labral patolojilerin çoğu konvansiyonel MR ile gözden kaçabilmektedir. Bu hasta grubunda tanıyı kesinleştirmek için intraartiküler kontrast  MR çekilmesi önerilmektedir. Literatürde artroskopik tedavi ile yüksek oranda başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

          Femoroasetabuler sıkışma, adölesan sporcularda artroskopik olarak tedavi edilen bir diğer hastalık grubunu teşkil etmektedir. Özellikle CAM-tipi femoroasetabuler sıkışmanın tedavisinde artroskopik kemik çıkıntı eksizyonunun, açık yöntemler kadar etkili olduğu bildirilmiştir. Ancak pediatrik yaş grubunda, epifizlerin açık olan hastalarda baş-boyun bileşkesine yapılan osteoplasti, perikondriyal halkada iyatrojenik yaralanma ve ikincil femur başı epifiz kayması ile sonuçlanabilmektedir.

ÇOCUKLARDA OMUZ YARALANMALARI:

         Çocuklarda görülen omuz patolojilerinin büyük kısmını instabiliteler oluşturmaktadır. İnstabiliteler;  travmatik instabiliteler ve atravmatik çok yönlü instabiliteler şeklinde sınıflandırılmaktadır. Tedavide konservatif veya cerrahinin bir diğerine üstünlüğü üzerine oldukça az çalışma ve kanıt bulunmaktadır. Cerrahide amaç eklem içi hacmin azaltılması ve yırtık labrumun yerine tutturulmasıdır. Beş veya daha az sayıda çıkık geçirmiş hastaların artroskopi için daha uygun aday oldukları bildirilmekle birlikte, daha fazla çıkık geçiren hastalarda açık tamirin tekrarlama açısından daha başarılı sonuçlar verdiği bildirilmektedir

         Özellikle 11- 18 yaş arası hasta grubuna erken dönemde artroskopik tamir önerilmektedir. Tamirin de mümkün olduğunca erken (ilk çıkığı takip eden 2 hafta içinde) yapılmasıyla daha başarılı sonuçlar bildirilmiştir. Başarı  % 70 ile % 93 arası değişirken, hastaların % 90 civarının spora dönüş yapabildikleri, ancak buna rağmen ancak % 80’i travma öncesi performans seviyesine ulaşabildikleri bildirilmiştir.

         Travmatik omuz instabilitelerinin cerrahisindeki en önemli sorunların başında ameliyat sonrası çıkık, tekrarlama gelmektedir.

     Çok yönlü instabilite (Multidirectional instability), her ne kadar çocukluk çağı spor yaralanmaları içerisinde yer almasa da çocuk sporcularda tedavi edilmesi gereken hastalık grubunu teşkil etmektedir. Çok yönlü instabilite, genellikle omuz ekleminin travma öyküsü olmaksızın, posterior ve inferior yönde instabil olması olarak tanımlanmaktadır. Konservatif tedavi ile stabil bir omuz kuşağı elde etmek genellikle mümkün olmamaktadır. Sonuçta semptomatik hastaların büyük çoğunluğuna cerrahi tedavi gerekmektedir.

        Çocuklarda atma-fırlatma sporları ve baş üzeri aktivitelerin sonucu olarak rotator manşet patolojileri erişkinlere göre çok nadir görülmektedir.

ÇOCUKLARDA DİRSEK YARALANMALARI:

       Küçük sporcu dirseği , fırlatma sporları yapan çocuklarda kronik, tekrarlayıcı valgus stresleri ile oluşan hastalıklar grubunu tanımlamaktadır. Nedenleri arasında medial epikondilit, apofizit, osteokondritis dissekans gibi nedenler sayılabilmektedir Artrofibrozis, sinovit, ve posterior olekranon sıkışma da pediatrik yaş grubunda gözlenen diğer eklem içi patolojilerdir. Çocuklardaki iyileşme kapasitesinin yüksek oluşundan dolayı hastaların büyük çoğunluğu konservatif tedavi edilmektedir. Ancak konservatif tedaviye dirençli vakalarda (en az 10 ay tedavi sonrası) cerrahi  gerekmektedir.

ÇOCUKLARDA EL – EL BİLEĞİ YARALANMALARI:

         Spor karşılaşması esnasında el üzerine düşme ile radius distal uç veya önkol çift kırıkları, karpal kırıklar ve instabiliteler, TFCC yaralanmaları gibi yaralanmalar oldukça sık gözlenmektedir. Kırıkların haricinde aşırı kullanma veya anatomik yatkınlıkla oluşan TFCC yaralanmaları sık olmamakla birlikte görülebilmektedir.  TFCC patolojilerin büyük kısmı konservatif tedaviye yanıt vermekte ise de, konservatif tedaviye yanıt vermeyen TFCC yaralanmalarında, nötral veya negatif unlar varyans durumunda artroskopi başarılı sonuçlar vermektedir

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *